1579 Tarihli Osmanlı İmparatorluğu Haritası [Representation of the Turkish Empire]
Flaman coğrafyacı ve bilim adamı Abraham Ortelius (1527-98), 1570’te Theatrum orbis terrarum (Dünya Tiyatrosu) adlı eserinin ilk baskısını yayımladı. Bu eser, her biri detaylı bir yorum içeren 53 harita içeriyordu. Bu, modern anlamda ilk gerçek atlas olarak kabul edilir: harita levhaları ve eşlik eden metinleri içeren ciltli bir kitap, bütünlüklü ve eksiksiz bir sunum sağlamak amacıyla özel olarak üretildi. 1570 ve 1612 yılları arasında, atlasın 7.300’den fazla kopyası 31 farklı baskıda ve çeşitli dillerde (Fransızca, Felemenkçe, İngilizce, Almanca, İtalyanca, Latince ve İspanyolca) yayımlandı. Ortelius, kendi haritalarını yaklaşık 1560’tan itibaren üretmeye başladı. Türk İmparatorluğu haritası ilk olarak 1570 civarında oluşturuldu ve sadece 1570’lerde atlasa eklendi. Belki de 16. yüzyılın Ortadoğu haritaları arasında en ünlüsü olan bu harita, Yunanistan’dan Arabistan’a kadar uzanıyor ve Uygarlık Beşiği bölgesini kapsıyor. Kırmızı Deniz (Mare de Mecca) oldukça doğru bir şekilde gösterilirken, Arap Körfezi (Mare Elcatif) abartılı Arap kıyı şeridi nedeniyle şekil bozukluğuna uğramış. Harita, bugünkü Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye, Irak, Suudi Arabistan, Türkiye, Romanya, Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan’ı içermektedir. Harita, Ortelius’un 1567 tarihli Asya haritasına dayanmaktadır, ancak daha fazla ayrıntıya sahiptir.
Yüksek Çözünürlüklü Hali için tıklayınız.
1579 yılında Osmanlı İmparatorluğu, Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümünden (1566) yaklaşık 13 yıl sonra, geçmiş yüzyıldaki gücünden ve etkisinden biraz olsun düşmüş olsa da, hâlâ büyük bir imparatorluktu. Bu dönemde hükümdar, III. Murad (1574-1595) idi ve başkent İstanbul’du. Osmanlı İmparatorluğu, Avrupa, Asya ve Afrika’da geniş topraklara hükmetmekteydi ve Balkanlar, Orta Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da önemli etkiye sahipti.
1579 yılında, Osmanlı İmparatorluğu’nun iç ve dış politikalarında bazı zorluklar yaşanmaktaydı. İç politikada, devlet yönetimindeki yolsuzluk ve idari zaaflar, ekonomik sorunlar ve tarımdaki gerileme gibi problemler ortaya çıkmıştı. Dış politikada ise, İmparatorluk, özellikle Safevi Pers İmparatorluğu ve Avusturya Habsburg İmparatorluğu ile sürekli gerilim yaşamaktaydı.
Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya Habsburg İmparatorluğu ve Kutsal İttifak ile süregelen mücadelelerine devam ediyordu. 1578’de başlayan ve 1590’a kadar süren Osmanlı-Habsburg Savaşları, İmparatorluğun askeri ve ekonomik gücünü zorlamıştı. Ayrıca, 1578’de başlayan ve 1590’a kadar süren Osmanlı-Safevi Savaşı (1578-1590) da İmparatorluğun dış politikasını belirleyen önemli bir faktördü.
Osmanlı İmparatorluğu’nda 1579 yılında kültür ve sanat alanında önemli gelişmeler yaşanmaktaydı. İstanbul, bilim, sanat ve kültürün merkezi olarak önemini korumaktaydı. Bu dönemde, mimari, hat sanatı, minyatür, seramik ve kumaş gibi alanlarda büyük başarılar elde edilmişti. Ayrıca, İstanbul’da kütüphaneler ve medreseler, entelektüel yaşamın ve bilimsel araştırmaların merkezi olarak işlev görmekteydi.